29 Mart 2024 Cum

Tartışanların Zihinlerindeki Karmaşa

Her türlü haksızlığa karşı hak ve hakikati haykırmak zihnini ve vicdanını kirletmeyen herkesin öncelikli görevidir.

 

TARTIŞANLARIN ZİHİNLERİNDEKİ KARMAŞA

 

"Sessizce düşünsek duyacaklar bir gün
Olmazları olmuş sayacaklar bir gün
Onlar bu vehimle ellerinden gelse
Rüyalara sansür koyacaklar bir gün"
(A. Nihat Asya)

 

 

İnsanın yapısında yeni olana şüphe ile bakma eğilimi vardır. Üstelik bu kavramlar insanlığa ait bir takım vazgeçilmez değerler olunca durum daha da vahimleşir.  Bugünde aynı zihin kodlarına sahip olanlar yeni olan her şeye kuşkuyla bakmaktadırlar. Oysa tarihe not düşen, tarihin akışını değiştiren, toplumsal hareketleri motive eden insanlardaki zihin açıklığı, kendini ve toplumu değiştirme isteğidir.

 

     Gelenekçi, tarihe yansıyandan başka yaşam tarzı bilmez. Gelenekçi, o tarih içinde yaşar ve o tarih içinde konuşur. Bu tutum gelenekçiyi adeta kör etmiştir. Mesela,  tarihin bir devrinde yaşayan önemli bir şahsiyeti kendine vazgeçilmez bir model olarak alır.  Bu şahıs ve onun düşünce hayatı onun kişiliğin vazgeçilmez şartıdır.  

 

    Maalesef ülkemiz ekonomisinde, siyasetinde, bürokrasisinde, askeriyesinde en kötüsü de hukuk ve yargısında ideolojiye kurban edilen yanlışlarla boğuşuyor. Bu zihin tutulması, vatanı milleti kurtarmak adına yanlış kararlar aldırıyor, yanlışları savunduruyor, hatta masum insanları öldürmeyi meşrulaştırmaya kadar gidebiliyor.

 

    Kanun devleti değil hukuk devleti olunmalı. Çünkü bir ülkede kanunların olması demek, o ülkede hukukun olması, yani hakların korunuyor olması demek değildir. Hakların korunması, hakkı hak sahibine vermekle olur. Bu adalet kavramının da tarifidir, aynı zamanda. Geri kalmışlıkla, vurgunculukla, hortumculukla, rüşvetle, ahlaksızlıkla, tembellikle uğraşılacağına Üniversiteye giriş katsayısı ile uğraşılıyor.  Sonuç ortada.

 

    Bu vatan kimsenin babasının tapulu mülkü değildir. Şimdiye kadar halkla bütünleşemeyen halkın değerlerini hep tukaka olarak gören mutlu azınlığın, hayali korkularının ülkeyi içine kapatmasına sessiz mi kalınacak? Bütün yaşanan olaylar göstermiştir ki, karşı olduğunuz bir fikri, düşünceyi veya isteği şiddetle, yasakla bastırmak mümkün olmadığı gibi, yok etmekte mümkün olmamıştır.

 

    Yasakçı zihniyetler kısa vadede amaçlarına ulaştıklarını zannetseler de, sonunda başarısızlıkları kaçınılmazdır. Bu durum budanan veya kesilen bir ağaca, ormana benzer. Kestikçe, budadıkça daha gür ve sağlıklı bir şekilde yeni filizler verecektir, daha sağlıklı yetişecektir.

 

    Üzülmemiz gereken ise özgürlük havarilerinin en tabi insan haklarına sahip çıkmaması. Özgürlüklerin sınırlanmasına ses çıkarmayanlar bir gün sıranın kendilerine de geleceğini hiç düşünmüyorlar mı?

 

    Bu ülkenin gerçek sahipleri bu vatanın hak ettiği yere gelmesi için her türlü mücadeleyi vermek mecburiyetindedir. Her türlü haksızlığa karşı hak ve hakikati haykırmak zihnini ve vicdanını kirletmeyen herkesin öncelikli görevidir.

 

Sevgi ve saygılarımla…

Mehmet Ali KURU

Çorum 19.12.2009

 

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar