29 Mart 2024 Cum

SOSYAL GÜVENLİK ve 5510 sayılı SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU

Yazarımız Tahsin ÇAYIROĞLU’nun, Araştırma Yazısı

 

  

SOSYAL GÜVENLİK ve 5510 sayılı

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL

SAĞLIK SİGORTASI KANUNU

           I-GİRİŞ:
 
Sosyal güvenlik, beşikten mezara kadar hatta ölümden sonra geride kalanları kapsayan bir ağdır. Bir taraftan geleceği teminat altına almaya çalışan diğer taraftan kişilere sağlık hizmeti sunan sosyal güvenlik sitemi modern devlet görüşünün vazgeçilmez öğesidir.
 
Sosyal güvenlik sistemi, ülkeden ülkeye değişiklik arz etse de temel amacı aynıdır. Bazı ülkelerde yalnız pirim ödemelerine dayanırken bazı hallerde de devlet bunu ödev bilerek karşılıksız sunabilmektedir. Ancak belli bir külfeti gerektiren bu ağır yük karşısında sırf karşılıksız sunulması pek olası görülmemektedir. Türkiye’de ise karma sistem benimsenmiştir. Bir taraftan sigorta ve sağlık hizmetleri için pirim ödenirken diğer yandan yeşil kart örneğinde olduğu gibi karşılıksız şekilde devlet sosyal hizmetler ve sağlık hizmetlerini sunmaktadır.
             
           II-SOSYAL GÜVENLİĞİN GELİŞİMİ:
 
Sosyal devlet ve sosyal güvenlik terimi sanayileşme ve Birinci Dünya Harbi sonrasında özellikle 1935 yılında Amerika’da ortaya çıkmış ve 1944 yılında Philadelfhia’da yapılan Uluslararası Çalışma Konferansında şekillenmiştir. Bu tarihten sonra bu kavram siyaset bilimi ve uluslararası ilişkilere yerleşmiştir.
 
Türkiye’de sosyal güvenlikle ilgili çalışmalar bazı teşkilatlar ile kısmi de olsa sağlanmıştır. Lonca ve vakıflar bu rolü üstlenmişlerdi. Daha sonra 1866’da Askeri Tekaüt Sandığı, 1881’de Sivil Memurlar Emekli Sandığı, 1890’da Seyrü Sefain Tekaüt Sandığı, 1909 tarihli Asker ve Mülk Tekaüt Sandığı ve 1917’de Şirketi Hayriye Tekaüt Sandıklarını sayabiliriz. Yine 1909 Nizamnamesi ve 1910 tarihli Hicaz Demiryolu Memur ve Müstahdemlerine Yardım Nizamnamesi çalışma şartları, kaza, hastalık ve yaşlılık gibi riskleri karşılıyordu. Cumhuriyete kadar olan bir önemli yasa; ‘’Kömür tozlarının satılması ile elde edilen gelirin işçilerin gereksinimlerinin karşılanması ‘’ ile ‘’Zonguldak ve Ereğli Havza-i Fahmiyesinde mevcut kömür tozlarının amele menafi-i umumiyesine olarak füruhtuna dair kanun’’ ve ‘’Ereğli Havza-i fahmiyesi maden amelesinin hukukuna müteaalik kanun’’dur. 1921 yılında Ereğli havzai fahmiyesi maden amelesi ‘’Amele Birliği’’ adını almıştır.
 
1936 yılında hükümete sosyal güvenlik kurumları kurulması yetkisi tanınmış ve 1945 yılında İş Kazalarıyla Meslek Hastalıkları ve Analık Sigorta Kanunu ve 1949’da İhtiyarlık Sigortası, 1950’de Hastalık ve Analık Sigortası Kanunu ve nihayetinde tüm bunlar 1965 yılında  Sosyal Sigortalar Kanunu ile birleştirilerek SSK kurulmuştur.
 
1949 yılında da memur sandıkları kaldırılarak 5434 sayılı kanunla Emekli Sandığı kuruldu.
 
1972’de ise kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlar için 1479 sayılı kanunla Bağ-Kur kuruldu.
 
1983 yılında da 2925 ve 2926 sayılı kanunlarla tarım sektöründe çalışanlar sosyal güvenlik şemsiyesine dahil edildi.
 
1985 yılında yurtdışındaki vatandaşlar için 3201 sayılı yurtdışında bulunan Türk Vatandaşlarının Yurtdışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi hakkında kanunla düzenleme yapılmıştır.
 
2000 yılında 4447 sayılı kanunla işsizlik sigortası uygulamasına geçilmiştir.
 
Diğer yandan Anayasa’nın 2 inci maddesi ‘’ devletin sosyal bir hukuk devleti’’ olduğu vurgulanarak diğer değişik maddelerinde ‘’herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu ve devletin bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri almakla yükümlü olduğu, devlete hizmet eden vatandaşların korunacağı ve kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlanacağı, sakat, yaşlılar ile korunmaya muhtaç çocukların koruma altına alınması konusunda gerekli teşkilatları kuracağı, yabancı ülkelerde çalışan vatandaşların sosyal güvenliklerinin sağlanması için gerekli tedbirlerin alınması’’ vurgulanmıştır.
 
Bu çerçevede sistem; primli hizmetler (sosyal sigorta), sosyal yardımlar ve primsiz hizmetler (sosyal hizmetler), genel sağlık olarak üçlü sisteme dayanmıştır. Sistemin finansmanı da işveren, işçi ve devlet şeklinde yine üçlü sisteme dayanmıştır.
 
Türkiye’deki sosyal güvenlik sistemi karma bir yapıya dayanmaktadır. Yani primli ve primsiz ödemelerden oluşmaktadır.
 
 2008 yılına kadar ülkemizde sosyal güvenlik hizmeti SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı’nın yanında OYAK ile Özel Emekli Sandıkları ile karşılanmakta idi. 2006 yılında 5502 sayılı kanun ile sosyal güvenlik sistemi Sosyal Güvenlik Kurumu adı altında tek çatıda toplanmış ve 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı kanunla da tüm sigorta kolları yeniden düzenlenmiştir.
 
III-SİGORTA KOLLARI:
 
a) Kısa Vadeli Sigorta Kolları: İş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortasını kapsamaktadır.
 
Sağlık yardımı yapılması, protez araç ve gereçlerini sağlanması ve yenilenmesi, tedavi için gerekli şartlar dahilinde yurtdışına gönderme, geçici iş göremezlik ödeneğinin ödenmesi, sürekli iş göremezlik gelirinin bağlanması, gelir bağlanmış çocuklara evlenme yardımının yapılması, ölen sigortalı için cenaze ödeneği yapılması ile emzirme ödeneği verilmesi.
 
b) Uzun vadeli sigorta kolları: Malullük ve vazife malullüğü aylığı bağlanması, ölüm aylığı bağlanması, ihtiyarlık aylığı bağlanması, evlenme yardımı yapılması, toptan ödeme yapılması, hak sahiplerine cenaze yardımı yapılmasını kapsamaktadır.
 
c) Primsiz Ödemeler: Bu sistem değişik yasalarda düzenlenmiş olup daha sonra Sosyal Güvenlik Kurumu’na devredilecektir. Muhtaç vatandaşları korumaya yönelik sosyal yardımlar ile sosyal hizmetleri kapsamaktadır.
 
d) Genel Sağlık Hizmetleri: 4 a/b/c sigortalılarında 30 gün prim ödenme şartı aranır. On sekiz yaşının altındaki gençler ve 25 yaşına kadar yüksek okul öğrencileri ile aylık geliri asgari ücretin 1/3’nden az olan vatandaşlar herhangi prim şartı aranmaksızın genel sağlık sigortası kapsamındadır. 
                                                           
IV-SOSYAL GÜVENLİK REFORMU:
 
Reformun Gerekçeleri:
 
-Nüfustaki değişmeler,
-Mevcut sistemdeki açıkların artması,
-Ülke nüfusunu kapsayacak düzenlemelere ihtiyaç duyulması,
-Sosyal güvenlikteki bölünmüşlük,
 
Reformun Amaçları:
 
Anayasada öngörülen sosyal devlet ve sosyal adalet ilkesine uygun olarak ve çağdaş manada insan hakları ilkesine uygun olarak toplumsal gelişme ve ekonomik büyümenin birlikte dengeli olarak sürdürülebilir bir sosyal güvenlik anlayışı öngörülmektedir.
 
Reform Süreci:
 
İlk önce sosyal güvenlik kurumlarının tek çatı altında birleştirilmesi amaçlanmış ve bu doğrultuda 20.05.2006 tarihli 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kanunu ile bu gerçekleştirilmiştir. Özel emekli sandıkları ise süreç içinde sisteme dahil edilecektir.
 
İkinci olarak, sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortasının tek bir kanun altında birleştirilmesi amaçlanmış ve bu doğrultuda 5510 sayılı kanun hazırlanmış ancak Anayasa Mahkemesi tarafından yürürlüğü durdurulmuş ve yeniden düzenlenen kanun tam olarak 01.10.2008 tarihinde yürürlük kazanmıştır.
 
Üçüncü aşama ise primsiz ödemelerin yani sosyal yardım ve sosyal hizmetlerin de Sosyal Güvenlik Kurumuna devri öngörülmüş ve bu konuda çalışmalar sürmektedir.
 
Reformun Getirdikleri:
 
-Sigorta kolları arasındaki çeyiz ve evlilik yardımı eşitlendi,
-Çalışanlar en az bir gün önceden bildirilecek,
-Cenaze yardımı bir asgari düzeyinde ücret oldu,
-Jokeyler sigortalı oldu,
-Dul eşler en yüksek aylığı alacak,
-İşsizlik gelirini İş-Kur ödeyecek,
-Maddi durumu olmayanların sağlık primini devlet ödeyecek,
-Malulen emeklilik kolaylaşacak,
-Kadınlara doğum borçlanması sağlanacak,
-Otuz gün primi olan sağlıktan faydalanacak,
-Ücretler banka aracılığıyla ödenecek,
-Aylık bağlama oranları değişecek,
-Emeklilik yaş oranları artırılacak.
 
V-5510 SAYILI KANUN KISACA TAHLİLİ:
 
5510 sayılı kanunla; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nda sayılanlar 4. maddenin 1. fıkrasının (a) bendinde: 4/a sigortalıları,
 
506 sayılı kanunda yer alan isteğe bağlı ve topluluk sigortası ödeyenler Kanun’un (5510) 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde: 4/b sigortalıları (eski tabirle Bağ-Kurlu),
 
2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigorta Kanunu kapsamında tarım işlerinde hizmet aktiyle çalışanların mevcut durumu devam etmekte ancak sonrası için Kanun’un (5510) 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde,
 
1479 sayılı Bağ-Kur Kanununda yer alan kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlar ile aynı kanunun 79. maddesinde düzenlenen isteğe bağlı sigorta primi ödeyenler Kanun’un (5510) 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde,
 
2926 sayılı Tarımda Kendi Nam ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu’nda düzenlenenler Kanun’un (5510) 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde,
 
5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu kapsamında olanlar 5510 sayılı kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde düzenlemiştir.
 
Hülasa; mülga 506 sayılı SSK kanunu kapsamında olanlar yani işçiler 5510’un 4/a’sı; mülga 2925 sayılı tarım işçileri ile 2926 sayılı tarım işi yapanlar ve 1479 sayılı Bağ-Kur’lular 5510’un 4/b’si; mülga 5434 sayılı Emekli Sandığı iştirakçileri yani memurlar da 5510’un 4/c’si olmuştur.
 
a-SİGORTALI BİLDİRİMİ (İŞE GİRİŞ BİLDİRGESİ):
 
4/a sigortalıları (işçiler) için İşe Giriş Bildirgesi en geç çalışmaya başlamadan bir gün öncesine kadar verilebilir. İstisnası, inşaat, balıkçılık ve tarımda çalışanlar işe başladıkları güne kadar, yabancı ülkeye sefer yapan gemilerde çalışanlar ile ilk defa sigortalı çalıştırmaya başlayanlar bir ay içinde kuruma bildirmekle mükelleftir.
 
İşe Giriş Bildirgesi verilmemesi durumunda; denetim elemanlarınca tespiti halinde iki asgari ücret, işveren kendisi bildirirse bir asgari ücret indirim yapılarak ceza kesilir.
 
4/b sigortalıları (Bağ-Kurlular); gelir vergisi mükellefi olanlar için vergi daireleri, vergiden muaf olanlar için meslek kuruluşlarınca, şirket ortakları için sicil memurluklarınca on beş gün içinde, zirai faaliyette bulunanları ize ziraat odaları ya da tarım müdürlükleri bir ay içinde yahut kendileri süreye tabi olmaksızın kuruma bildirilmelidir. Bu bildirimim yapılmamış olması idari para cezasını gerektirmektedir.
 
4/c sigortalıları (kamu görevlileri), göreve başladıkları tarihten itibaren kurumlarınca on beş gün içinde SGK’ya bildirim yapmak zorundadır ancak yapılmaması halinde idari para cezası uygulanmayacaktır. Bunun mantığı ise kamuda sigortasız personel çalıştırılamayacağıdır.
 
Ayrıca bankalar ve kamu kurumlarınca işlem yaptıkları kişileri sigortalılık durumlarını araştırmak ve bu durumu kuruma bildirmekle yükümlü tutulmuş ve bu işlem idari para cezasına bağlanmıştır.
 
b-KISMÎ ÇALIŞMA ve SİGORTALILIK:
 
30 günün altında çalışanlar için çalıştıkları toplam süreler 7,5’e bölünerek çıkan gün sayısı kadar prim ödeme imkanı getirilmiştir. İlgili kişiler isterlerse kalan süreyi borçlanabilecektir.
 
c-İSTEĞE BAĞLI SİGORTALILIK:
 
18 yaşını ikmal etmek, Türk vatandaşı olmak, Türkiye’de ikâmet etmek ya da akit imzalanmayan ülkede bulunmak ile zorunlu sigortası olmayanlar için getirilmiştir. % 32 nispetinde prim ödeyerek genel sağlık kapsamına alınmışlardır. Mülga kanun döneminde sigortalı olanlardan emekliliğine 3,5 yıldan az zamanı kalmış olanlar haricinde herkes 4/b kapsamına alınmıştır. Emekli olabilmek için 25 yıl prim ödeme yükümlülüğü vardır.
 
d-KVSK; İŞ KAZASI, MESLEK HASTALIĞI, HASTALIK ve ANALIK ÖDEMELERİ:
 
Kısa vadeli sigorta kapsamı 4/a ve 4/b sigortalılarını kapsamaktadır. 4/c’liler sadece cenaze ödeneği alabilmektedir.
 
Geçici İş Göremezlik Ödeneği; iş kazası ve meslek hastalığı için her gün,
Hastalık, bir yıl içinde 90 gün primi olması kaydıyla iş göremezliğin başladığı üçüncü günden itibaren (ilk iki günün ödenmemesinin nedeni gereksiz harcamaları kısmaktır),
 
Analık,doğumdan önceki bir yıl içinde en az 90 gün primi olmak şartıyla doğumdan önceki sekiz ve doğumdan sonraki sekiz ay boyunca, çoğul gebelikte iki hafta ilave edilir. Hekim kontrolünde doğumdan önceki son üç haftaya kadar çalışılabilir ve kalan beş hafta doğumdan sonrasına aktarılır. Bu üç halde Geçici İş Göremezlik Ödeneği adı altında gelir verilir.
 
Sürekli İş Göremezlik Geliri; iş kazsı ve meslek hastalığı neticesi oluşan hastalık durumu Kurum Sağlık Kurulu’nca meslekte kazanma gücünün en az % 10 oranında kaybı tespit edildiği taktirde Sürekli İş Göremezlik Geliri bağlanır. 
 
Cenaze Ödeneği; gelir ve aylık alan veya en az 360 gün prim bildirmek kaydıyla ölen sigortalının hak sahiplerine ödenir. 
 
Emzirme Ödeneği; doğumdan evvelki bir yıl içinde en az 120 gün prim bildirmek ve 4/b’liler için de prime ilişkin borçlarının olmaması şartı aranmaktadır. Sigortalılığı sona erenlerde ise sigortalı durumunun sona ermesinden itibaren 300 gün içinde çocuk doğarsa doğumdan önceki on beş aylık süre içinde 120 gün prim bildirme yükümlülüğü şartı aranır.
 
e-UVSK; YAŞLILIK ve MALULLÜK AYLIĞINA HAK KAZANMA:
 
30/04/2008 tarihinden evvel işe başlayanlar için mülga kanunların maddeleri geçerli olacaktır. Ancak bu tarihten sonra işe başlayan tüm sigorta kolları için 5510 sayılı kanun hükümleri geçerli olacak.
 
5510 sayılı kanun çerçevesinde;
 
-2036 yılına kadar erkekler 60, kadınlar 58 yaşında emekli olacak ancak 2048 yılına kadar erkek ve kadın için emeklilik yaşı 65’te sabitlenecek.
 
-4/b ve 4/c için normal şartlarda emekli olabilmek için 9000 gün prim, 4/c için ise 7200 gün prim aranacak.
 
İstisnalar:
 
-Kadın 58, erkek 60 yaş ile 2036 yılından sonra kademeli yaş hadlerine 65 yaşını geçmemek üzere üç yıl eklenmesi halinde 5400 prim ödeme gün sayısı üzerinden de yaşlılık aylığı bağlanabilecek. Bu durumda 5400 gün prim ödeme gün sayısının 30/04/2008 ile 31/12/2008 tarihleri arasında işe girenler için 5400 ödeme gün sayısına 4600 ve 5400 günü geçmemek üzere daha sonraki yıllarda işe girenler için 100’er gün eklenmek suretiyle kademeli olarak uygulanması öngörülmüştür.
 
-Sigortalı olarak çalışmaya başlamadan önce malul sayılmayı gerektirecek hastalık veya özrü bulunup malullük aylığından yararlanmayanlardan 15 yıl sigortalılık süresi ve 3960 gün prim ödeme gün sayısı bulunanlara da aylık bağlanacaktır. Ancak 3960 prim ödeme gün sayısı hemen uygulanmayacak, 30 Nisan 2008 ile 31 Aralık 2008 tarihleri arasında çalışmaya başlayanlar için bu süre 3700 ve daha sonra her yıl için 100 gün artırılarak uygulanacak.
 
-Çalışma gücü kayıp oranı % 60’ın altında olup, malullük sigortasından yararlanamayan sigortalılardan çalışma kayıp gücü oranı % 50 ile % 59 oranında olanlar için 16 yıl sigortalılık süresi ve 4320 gün prim ödeme gün sayısı, çalışma gücü kayıp oranı % 40 ile % 49 arasında olanlar için de 18 yıl sigortalılık süresi ve 4680 gün prim ödeme gün sayısı şartlarını yerine getirenlere aylık bağlanabilecektir. 30/04/2008 ile 31/12/2008 tarihleri arasında işe girenler için her yıl 100’er gün artırılarak uygulanacaktır.
 
-Erken yaşlandığı tespit edildiği tarihte 55 yaşını dolduranlar için sigorta koluna göre 7200 veya 9000 gün üzerinde emekli olabilecek.
 
-Başkasının bakımına muhtaç malul çocuğu olan kadın sigortalıya prim ödeme gün sayısının ¼’ü, toplam prim ödeme gün sayısına ilave edilecek ve eklenen süre yaş haddinden de düşülecektir.
 
Malullük Aylığına Hak Kazanmanın Koşulları:
 
 -10 yıldan beri sigortalı olup 1800 gün prim ödenmiş olması,
 
-Başkasının bakımına muhtaç durumda olanlarda sadece 1800 gün prim sayısı ödenmiş olması gerekli.
 
Ölüm Aylığına Hak Kazanma:
 
4/b ve 4/c için 1800 gün, 4/a için 5 yıllık sigortalılık süresi ve 900 gün prim ödenmiş olması yeterli.
 
f-SİGORTA PRİM ORANLARI:
 
Prim oranı günlük kazancın alt sınırı asgari ücretin otuzda biri, üst sınırı asgari ücretin 6,5 katıdır. Bu durumda 4/a ve 4/c’liler için aldıkları aylık buna göre belirlenecek. Yani ücretler alt sınırın altında olamayacak, üst sınırı aşan miktar da dikkate alınmayacaktır. 4/b’liler ise primini alt ve üst sınır içinde kendileri belirleyecektir.
 
UVSK için; malullük ve ölüm sigortası için prime esas kazancın % 20’si, bunun % 9’u kendisi % 11’i işveren hissesidir.
 
KVSK için; iş kazası, meslek hastalığı için yapılan için mahiyetine göre % 1 ilâ % 6,5’tir. Bu işveren hissesidir. 4/c’liler için KVSK yok.
 
GSS için; % 12,5’tir. Bunun % 5’i sigortalı % 7,5’i ise işveren hissesidir. İsteğe bağlı sigorta ödeyenlerde bu oran % 12’dir.
 
4/b sigortalılar tüm primleri kendileri ödeyecektir.
 
g-AYLIKTAN SONRA ÇALIŞANLAR; SOSYAL GÜVENLİK DESTEK PRİMİ:
 
4/a; Mülga 506’ya göre aylık alanlar ve 506’nın 63. maddesine göre yeniden çalışmaya başlayanlar ile 5510’dan önce işe başlayıp 5510’a göre yaşlılık aylığı bağlananlardan 5510’ndan sonra yeniden çalışmaya başlayanlardan prime esas kazançlarının % 30’u ile KVS prim oranı toplamına tekabül eden miktarda sosyal güvenlik destek primi ödeyerek aylıkları kesilmeden çalışabilirler.
 
Öbür yandan 5510 sayılı kanundan sonra hangi sigorta kolundan emekli olursa olsun çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıkları kesilecektir.
 
4/b;Kanunun yürürlük tarihinden önce çalışanlardan % 12’den başlayarak kademeli şekilde 2011’de % 15 tamamlayacak şekilde destek primi ödeyerek çalışabilirler. Kanunun yürürlük tarihinden sonra yaşlılık aylığı alıp çalışmak isteyenlerden % 15 oranında destek primi kesilecektir.
 
Tarım emeklilerinde ise herhangi bir kesinti olmayacaktır.
 
4/c; bu kategoride çalışmak isteyenlerin emeklilik ve yaşlılık aylıkları kesilir.
 
h-GENEL SAĞLIK SİGORTASI:
 
Genel sağlık sigortasından yararlanmada 30 gün prim bildirim olması yeterlidir. Ek olarak 4/b sigortalıların prim borcunun olmaması gerekir ancak bakmakla yükümlü olduğu kişiler yararlanmaya devam eder.
 
Bu kanunla eskiden olduğu gibi sigortalılar, gelir ve aylık alanlar ile hak sahipleri genel sağlık kapsamındadır.
 
Kanunun yürürlük tarihinden önce kız çocuğu statüsünde bulunanların durumlarında değişiklik olana kadar kız çocuğu statüsü devam edecek. Ayrıca çocuklar 18 yaşına kadar şayet yüksek okulda iseler 25 yaşına kadar genel sağlık kapsamındadır.
 
Primsiz ödemelerin içinde bulunan Yeşil Kart uygulaması ise zaman içinde kaldırılarak gelir testi neticesinde malları ve harcamaları da dikkate alınarak aile içinde kişi başına düşen gelir asgari ücretin 1/3’ünden az ise doğrudan genel sağlık kapsamına alınacaktır.
 
Zorunlu sigorta kapsamında bulunanların sigortalıkları sona erdikten sonra 10 gün süreyle genel sağlık sigortasından yararlanmaya devam ederler. Ayrıca sigortalı niteliğini yitirdiği tarihten geriye doğru 90 gün primi olanlar 90 gün daha genel sağlık sigortasından yararlanır yani toplamda 100 gün daha yararlanmış olurlar.
 
Kaynakça:
 
-5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu 2008,
 
-5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 2008,
 
– Mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu,
 
-Mülga 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal  Sigortalar Kurumu Kanunu,
 
-Mülga 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu,
 
-4857 sayılı İş Kanunu,
 
-Mülga 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu,
 
-Mülga 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu
 
-T.C. 1982 Anayasası,
 
-SGK Eğitim Notları, Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü, Ankara 2009
 
-Sosyal Güvenlik Reformu, Ali Tezel, Resul Kurt, 2008
 
-Yeni Sosyal Güvenlik Uygulamaları, Özkan Bilgili, 2008
 
-Yeni Sosyal Güvenlik Düzenlemeleri ve Türkiye Kamu-Sen Bakışı, yayın no 20
 
 
                                                                                                                                                                                      
                                                                    15/08/2009 Samsun

                                                                                   Tahsin ÇAYIROĞLU

 

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar