29 Mart 2024 Cum

ÖZENİYORUM, O HALDE YOKUM!

kurda kuzu gibi teslim olmaktansa sürüden kaçmayı göze alıyor ve papağan yetiştiren eğitim sistemimize inat, onurlu bir Türk genci olarak yaşamak istiyorum.

ÖZENİYORUM, O HALDE YOKUM!
 
Active Image Eşeğin biri bir gün tavşana benzemeye karar vermiş. Bakmış ki kulakları tavşana göre biraz uzun, gitmiş hemen kestirmiş. Aynaya bakmış ve tavşana benzediğini düşünerek sevinmiş. Sonra bir fazlalığını daha fark etmiş, gitmiş kuyruğunu da kestirmiş. Sonunda dayanamayıp bir dostuna gidip sormuş, acaba tavşana ne kadar benzemiş. Dostu aynen şöyle cevap vermiş:
 
 -Tavşana benzemek şöyle dursun, artık eşeğe de benzemiyorsun!
 
 Özenmek, her insanın içerisinde olabilen bir özelliktir. İnsan güzele özenir, normaldir. Normal olmayan bir şey varsa, o da bu özentinin derecesidir. Bireylerin aşağılılık duygusuna sahip olması, bireyi ilgilendirir. Ama eğer bu rahatsızlık, toplumsal anlamda kronik hale gelmişse, o zaman toplu halde bir terapi gerekebilir.
 
Psikoloji okuyanların yakından bildiği bir hikayedir. Koyunun birisi bir düşünceye dalar ve ardından heyecanlı bir şekilde bağırır:
 
      -Arkadaşlar, ben artık sürü psikolojisine uymayacağım.
 
Ardından diğer koyunlar sırayla başlar:
      
        -Ben de, ben de, ben de…
 
 Daha ilkokul sıralarındayken aklımıza soktular bazı şeyleri. Biz ‘barbar’ bir millettik ve medeniyeti kovboy filmlerinden tanıdığımız batılı amcalarımızdan öğrenmeliydik. Sanki biz dünyaya onları taklit etmek için gelmiştik. Onlar gibi konuşmalı, onlar gibi gülmeliydik. Bir insan, bilim ve teknik alanında birçok ulvi araştırmalara imza atmış olabilir, biz buna bakmayız. Biz, kişilerin cümle içerisinde kullandıkları ‘İngilizce’ kelime sayısına bakarız. Yolunu kaybeden bir turistin bile geçme ihtimalinin binde bir olduğu dağ başlarındaki köy tabelaların altına ‘welcome’ yazarız. Milliyetçilik konusunda mangalda kül bırakmayız, ama iş icraata gelince sınıfta kalırız.
 
Milliyetçilik demişken, birileri yine kızacak bana. Müslüman insan, milliyetçi olamaz edebiyatı yapacak. Manda olamama hissi içlerinde uhde kalan dantelliktüel kesim, ‘keşke Maraş’ta bacılarımızın peçesini yırtıp, namuslarına saldıranların sömürgesi olsaydık da, dinimizi özgürce(!) yaşayabilseydik’ hayalleri kurarken, İslam dininin tarih boyunca en büyük düşmanlarından olan İngilizlere iki çift laf sokamayacak.
 
İşin tuhafı, ‘var olan konumu koruma amacını güden’ bir düşünce tarzı olan ‘muhafazakarlık’ da özenti dalgasına kapılmaya başlamıştır. Örtmek, gizlemek ve dikkat çekmemek anlamına gelen tesettür bile, çok yüz euro’luk ithal eşarplarla işi ticarete dökerek, podyumlardaki yerini almıştır.
 
Kendinden bihaber yetişen garibim lise gençliği ‘gothic’ olacağım sevdasıyla tuhaf tuhaf şekillere bürünürken, Amerikan patentli dizilerden etkilenen arkadaşlar, aşk ve sevgi kavramlarının içini boşaltmıştır.
 
Medeniyeti çıplak gezmek sanan çok bilmiş kesim, başörtülü insanları gerici diye yaftalarken, bir kısım başörtülü kardeşlerimiz de ilerici olmak adına mini etek ve dar elbiseler giyerek, saçmalamıştır.
 
Bazı zat-ı muhteremler, devlet kurumlarının ve okulların bodrum katlarında, ellerinde kamerayla gezerek namaz kılan insan aramış ve aradığını bulunca da, secde halindeki vatandaşın fotoğrafını baş sayfadan verip verip, ‘ahada irtica hortladı, işte kanıtı’ haberini yaparken, her fırsatta kendi inancını küçümseyip ineğe tapan Hinduları göklere çıkartmıştır.
 
Başka zat-ı muhteremler ise, Van’da, Kars’da Iğdır’da, Erzurum’da, Hocalı’da Müslüman Türkler’e türlü ahlaksızlıklar yapıp diri diri yakan Ermeniler’den özür dileyerek “aydın” olurum ümidine kapılmış, ‘dini bütün’ bazı çevreler de dinler arası hoşgörü adı altında İsrail konsolosluğuna çiçek yollamıştır.
 
Ne diyeyim, eğer buysa sizin çağdaş din anlayışınız, aman kardeşim, eksik olsun sizin dindarlığınız!
 
   Haysiyetsizlik duygusu kanımıza işlemeye başlamışken, kendi üniversitelerimiz bile yabancı dilde eğitim yaparken, aydıncıklarımız “Orhan Pamuk’tan neyimiz eksik belki bize de Nobel verirler yahu” diye sağa sola yaranmaya çalışırken, vatandaş delirmiş bir vaziyette kültürünü yozlaştırırken ve birilerinin bu itirazım karşısında ‘sen kimsin ki toy çocuk, otur oturduğun yerde’ uyarısından adım gibi eminken dahası bu uyarı karşısında  ‘ben Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştayım’ itirazının da hiçbir işe yaramayacağını biliyorken, Türk’üm demek ‘out’, Avrupalı’yım demek ‘in’ olmuşken, kurda kuzu gibi teslim olmaktansa sürüden kaçmayı göze alıyor ve papağan yetiştiren eğitim sistemimize inat, onurlu bir Türk genci olarak yaşamak istiyorum.
 
Velhasıl kelam, iyi ki Türk’üm arkadaş, iyi ki Müslüman!
 
Orhan DOĞANGÜNEŞ

Related Articles

4 YORUMLAR

  1. Veysel Hocam,

    Yazılarını beğenerek takip ettiğim bir insanın,yazılarımı beğenerek takip etmesi gerçekten gurur verici.Evet,bu yazım Haber7 de yayınlanan üçüncü köşe yazım.Bu ayrıntının ilginizi çekmesi beni mutlu etmiştir.

    Selam ve saygılarımla.

  2. Orhan kardeşmiz güzel yazılar çıkarmakta. Gözden kaçıranlar için de duyurmak isterim ki Haber7 Misafir Yazarlar köşesinde yazısı yayımlanmıştır. Ulusal bazda makale yayımlayan genç bir yazarımız…Tebrikler güzel kardeşim. Yazılarını beğenerek takip ediyorum.

    Selam ve muhabbetlerimle;

  3. Hüseyin Bey,

    Güzel yorumunuz için teşekkür ederim.Akkuşluyum,ayrıca sitemizin Seferli Beldesi muhabiriyim.Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Kimya bölümü üçüncü sınıf öğrencisiyim.Memleketimi,dinimi,dilimi,insanımı seviyorum.Emeğe saygı duyan ve okumayı seven insanları daha çok seviyorum.Siz okudukça,ben yazmaya devam edeceğim inşallah.

    Saygılarımla.

  4. Bu kardeşimi tanımıyorum ama ağızlarına sağlık diyorum. Din bezirganlarının Akif’in ifadesiyle milliyeti inkar ederek batıcı özgürlükçü kesilip ortalıkta cirit attıkları bu zamanda böyle güzel bir yazı ile hislerimize tercüman olmasından büyük mutluluk duydum. Yazılarının devamını diliyor, sevgilerimi sunuyorum.

Orhan DOĞANGÜNEŞ için bir yanıt yazın İptal

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar