28 Mart 2024 Per

Oruçla İlk Tanışma

Ben de horoz tutacağım, bana ne! Ben de tutacağım!

 Oruçla İlk Tanışma:

 
Kısık kısık konuşmalar ve gülüşmeler gecenin hafif meşrep karanlığında kulaklarında uğulduyordu. Sesler aksediyordu uzaklardan! O kaçıyordu ama sesler daha da yaklaşıyordu! Kaçmak istiyordu ama bacakları tutuluyordu! Bazen sesleri ara ara gülüşmeler bozuyor sonra sesler tekrar başlıyordu. Çocuk birden gözlerini açtığında rüya gördüğünü anımsadı! Ama biraz sonra o sesleri, gülüşleri tekrar duymaya başlayınca yatağın içinde dönerek kardeşine dürttü! Kardeşi yatağın içinde sinirli bir şekilde gerinerek yavaşça gözlerini açtı ve ‘’ne olduğunu’’ anlamaya çalıştı? Ahmet bir kaş hareketi ile mutfaktan gelen sesleri işaret etti ona!
 
İki kardeş önce birbirlerine bakarak olayı anlamaya çalıştılar. Sonra perdeyi aralayarak gökyüzüne baktılar. Ay gökyüzünde top kadar büyümüş ve parlıyor etrafını ise yanıp sönen ışıklarıyla yıldızlar süslemişti! Sonra yataktan biraz doğrulduklarında mutfaktan gelen ışığın aksini gördüler. Şaşakaldılar! Gecenin yarısında tüm aile ne yapıyordu acaba! İlk defa böyle bir olaya şahit oluyorlardı! ‘’Bir şey mi oldu’’ diye içinden geçirdi Ahmet? Kardeşinin elinden tutarak mutfağa doğru yöneldiler. Mutfağın kapısına yaklaştıklarında herkesi sofranın başında buldular! Börekler, yemekler ve çay…! Çocukların şaşkınlığı bir kat daha artmıştı! Gece vakti kahvaltı yapıldığını, yemek yendiğini ilk defa görüyorlardı! Soran bakışlarla sofraya yaklaştıklarında durdular!
 
Ablası:-Anne, çocuklar kalkmış!
-A! Siz niye kalktınız? Haydi yatın güllerim!
Ahmet:
-Daha sabah olmadı ki…?
Ali, annesine sokularak:
-Ben de yemek yiyeceğim, dedi.
Ablası:
-Tamam canlarım, haydi ellerinizi yıkayın öyle oturun!
 
Ahmet elini yıkamak için lavaboya gitti ama Ali mızmızlanarak annesinin kucağına oturuverdi ve başını annesinin göğsüne dayadı. Biraz sonra Ahmet de sofraya geldi. Çocuklar yarı uykulu bir vaziyette idiler. Bir iki lokma ancak yiyebildiler. Sonra Ahmet uykulu gözlerle sordu:
-Ne var, niye gece yemek yiyorsunuz?
Ablası:
-Oruç tutacağız!
Ahmet’in aklına hemen çilli horoz geldi ve sordu:
-Horoz mu? Deyiverdi!
Herkes bir anda gülmeye başladı. Ali ise gözünü Ahmet’in ağzına dikmiş şaşkınlıkla bakıyordu! Ve birden:
-Ben de horoz tutacağım, bana ne! Ben de tutacağım!
Annesi gülerek:
-Horoz kaçar, sen tutamazsın!
Ali omuzlarını silkiyor ve durmadan ‘’bana ne ben de tutacağım işte!’’ söyleniyordu. Annesi:
-Tamam güzel oğlum, sabah olsun tutarsın, söz! dedi.
Ali bunun üzerine Ahmet’e bakarak sırıtmaya başladı. Ahmet ise şaşkınlığını üzerinden atabilmiş değildi! Yemek ile horoz tutmanın alakasını kurmaya çalışıyordu ama bir türlü arada bağ bulamıyordu! ‘’Horoz tutmanın çilli horozu tutmakla ilgisi olmamalıydı ama bu horoz tutmak da neydi acaba?’’ diye düşünmeye başladı.
 
05/09/2008
 
Tahsin ÇAYIROĞLU

 

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar