24 Nisan 2024 Çar

OLMAYAN MAHALLENİN BASKISI – 2

şunu biliyorum ki, artık mahalle yok, içini pek tanımadığımız bir MUHİT var!

                           OLMAYAN MAHALLENİN BASKISI -2  
     
              Sample ImageOlmayan Mahallenin baskısı nasıl oluyor? Kim kime nasıl baskı uyguluyor?..Acizane kanaatim şudur ki;evet,maalesef Türkiye’mizde bir baskı ortamı var,ama bu mahallede değil! Ya nerede?Bazı işyerlerinde[özel sektör], bazı eğlence yerlerinde, Medyada.. ve en önemlisi bu baskı tabiî ki mahalleden değil, bazı gruplardan, kişilerden kaynaklanıyor! Ve bu sadece laik kesime yönelik değil, yerine göre muhafazakâr kesime de… Hatta muhafazakar kesime özellikle etkili medyanın da arka desteğiyle baskı ortamı oluşturulduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
 
             Mesela bu baskı gördüğünü iddia eden ve kendini laik-Kemalist yada sosyal demokrat diye nitelendiren insanlardan abartan olduğu gibi doğru söyleyenlerde var, inanıyorum fakat bu ülkede şu da oldu: Ege kıyılarında bir otelde kapalı giyimli bir aileye yer verilmedi, Nişantaşı’nda bir cafede başörtülü bayanlar sözlü tacize uğradı,ülkenin önde gelen sanayici varlıklı ama muhafazakar bir ailenin kızı sözlü tacize uğradı(Gazeteler)
 
              Açık Toplum Enstitüsünün Erzurum’daki saha araştırmasında kendisine bu şehirde Alevilerin kullandıkları(Sünni kesimde kullanır çünkü ortak değerlerdir) Hasan, Hüseyin, Haydar, Rıza, Ali gibi isimleri kullanamadığı, mahalle baskısı olduğu, Ramazanda içki içilemediğini soran-iddia eden araştırmacıya, Erzurum Cumhuriyet Gazetesi Temsilcisi, büroda çalışan Alevi arkadaşını çağırtıp, böyle şeylerin olup-olmadığını ona sordurarak, böyle bir şeyin olmadığını öğrenmiş-göstermiştir.
 
              Fakat şunu bir defa kabul edeceğiz; hakim olan elit kesim/laik medya ve kişiler olarak bu millet’e kızsanız da, çatsanız da bir din’i var,ve ona yüzyıllardır büyük kıymet veriyor,davranışını,yaşantısını buna göre tayin edebiliyor ve bu bugünün gerçeği değildir.Haliyle buna yobazlık,bağnazlık diyemezsiniz..İnanmayabilirsiniz,ama Milletin inandığı dine saygı göstereceksiniz,tıpkı İsrail’de gidince gördüğünüz gibi,Hindistan’da Hindu inancına saygı gösterip,yoga-mogaya merak sardığınız gibi…dolayısıyla,şunda saygı göstermek gerekir; adam sana bekarsın diye ev vermeyebilir, senin hal-hareket ve konuşmana göre eve kız atma,alem yapma-gürültü gibi Türk Aile yapısına ters ve aileleri rahatsız edici halleri istemeyebilir,Ramazanda boğazda yada Deniz sahilinde bir yerde yemek yenmesine kimse bir şey demez ama bir bakalım ne diyorlar yada şunlara-şunların inancına gıcıklığına şu muhafazakar şehrin muhafazakar ortamında milletin gözünün içine bakarak sigara,içki içmeyi bi deneyeyim deme hakkınız da var mı,ne kadar var, diye düşünülmesi gerekir diyorum.
 
               Peki baskıcı olan kim? Elbette muhafazakar kesimde baskıcı-maganda türü insanlar olacaktır,laik kesimde olduğu gibi..71 milyon insanın çoğu evet Müslüman’dır, fakat kişilikler,karakterler ve davranışlar birmidir? Yâda bütün solcular hoşgörülü ve insancıl kişiler midir? Her iki kesimde de kaba-saba, sert, hoşgörüsüz, sinirli, maganda türü insanlar bulunur. O zaman şunu mu diyelim: Bu İslam’dan mı kaynaklanıyor? Asla ( kimse evet, diyemez,ateist değil ise..)Arttığı söylenen muhafazakarlıktan mı? Hayır,zira muhafazakarlık İslamı muhafaza-Dini ve Milli değerleri muhafaza ise yine olamaz.AKP’den mi?.zannetmiyoruz,Milletin karakteri beş senede değişmeyeceğine göre,hatta araştırmalara göre Dindarlar dünyevileşmekte, bazı yönlerden hassasiyetler zayıflamaktadır.
            
             Ortaçağ da Anadolu’da, Asya ve Kuzey Afrika’da, Endülüs’te o muhteşem medeniyetin temeli olan bir Din nasıl hoşgörüsüz olur? Ortaçağ Batı için karanlık, bizim için apaydınlıktır.Mesela Osmanlı devletinde Müslimler o cephe senin bu cephe benim koşup,telef (inş.şehit) olurken,gayr-ı Müslimler haracı vergi karşılığı askerden muaf olup,şiştiler,ticaret yaptılar,üretim yaptılar ve palazlandılar..Anadolu’da ki çok kültürlü mozaiğin,barışın ve kardeşliğin,hoşgörünün timsali bir dindir bu din! Yüzlerce yıl, Ermeni, Rum ve Yahudi komşularla bir yaşamadık mı? Ve cemaatler-tarikatlar-hareketler… Bunlar bugün ortaya çıkmamış ki, üstelik onlar bir dönemde Türk terbiyesinin, Ailesinin, Toplumunun dinamiği olmuştur. Mesela, İslam Balkanlara onlarla yayılmıştır.
 
           Çarşaflı,başörtülü yada açık,sade yada makyajlı bütün kadınlarımız eşittir,aynıdır,akrabadır,arkadaştır; bizde Batıdaki gibi ayrışma olmaz.Deniz Baykal o Antalyalı sosyal demokrat kadınlara da öyle demedi mi? Yada sosyal demokrat, solcu ve laikler insanlarımızın içki içenide kendilerini Müslüman kabul etmiyorlar mı? Tabiî ki çoğu müslümandır,sorunuz bu cevabı alırsınız!..O halde..
 
           Bu ülkede iddia edildiği gibi laik ve Kemalist insanlarımıza ya da bazı yaşam tarzı olan gençlere uygun olmayan davranışlar sergilenmesi istisnai bir durumdur.tabii önce sergilenen davranışın haklı olup-olmadığı önemli fakat diğer kısmı Şahısların magandalıktan-kabalıktan kaynaklanmaktadır, belki bazı geleneklerden ve göreneklerden kaynaklanmaktadır ve nerede insana yakışmayan bir davranış varsa ki maalesef vardır, bu kişilere has bir saygısızlık ve kabalıktır, bir şehri temsil etmez! Sözgelimi Trabzon hakikaten sosyal yapısı itibariyle fevri-sinirli ve ani tepki veren insan yapısına sahiptir, ama Trabzonda mahalle baskısı var diyemezsiniz, o insanları hem rencide etmiş olursunuz! Çok Trabzonlu bilirim, çok beyefendi ve saygıdeğerdir. Yine İstanbulda Fatih-Çarşamba mahallesine bir kez yolum düştü; ilk olarak o muhitte kapalı insanları gördüm ancak birde baktım ki kısa etekli bir bayan geçiyor, ama ne bakan var ne laf atan! Ama şunu kabul edeceksiniz: Nasıl sosyete, yazar, sanatçıların önemli bir kısmı  ekseriyatla Nişantaşı, Moda, Tarabya da kalıyor ve öyle rahat ediyorsalar, bu insanlarda bir yerde yoğunlaşmışlar çünkü öyle rahat ediyorlar!
                
               Araştırmanın haklı olan yerleri var ama eksikler var, mesela bir kısım ben tamamlayayım: Yani konu ‘’Ülkemizde baskı’’ise; mesela: Anadolu’da halen geleneğe dayalı muhafazakârlıktan kaynaklanan baskılar vardır ama bunun Din ile ilgisi yoktur! İğneyi biraz daha batırayım: Bugün bile Erzurum da, Van da hatta aynı Trabzon da  iki genç kız tek başlarına alışveriş yapabilir mi? Lokantaya bir başlarına gidebilirler mi? Dul bir kadın niye evlenmek istese evlenebilir mi? Niye erkekler hep kendinden küçük bayanları tercih ederken, sözgelimi 58 yaşında bir erkek bile 25 yaşında kadınla evlenirken  normal karşılanır da, neden 25 yaşında bir erkeğin bırak 40 yaşını, 30 yaşında bir bayanla evlenmesi iyi karşılanmaz?  Mesela yüce dinin yüce peygamberi 25 yaşında iken, 40 yaşında dul bir kadın olan H.z.Hatice ile evlenirken niye bu bugün Anadolu’nun çoğunda mümkün değil? Niye kadınlar sadece ev işlerinin azat kabul edilmez kulu kabul edilir, gezmek istemesi-tatil isteği hoş karşılanmaz? Eşine erkeğin yardım etmesi iyi karşılanmaz? Niye kırsal kesimde kadın bekarken suna gibi iken, neden 30 yaşında 3-4 çocukla bir yağlı ve deforme olmuş vücuda dönüşür-dönüştürülür? Niye halen o nazenin kadın denen varlık dövülür? Niye halen erkeklerimiz problem olduğunda kadınla-eşiyle konuşma konusunda zayıftır? Niye saz çalmak, ney-tambur-piyano çalmak ters karşılanır? Muhafazakâr kesimde sanatla uğraşan niye azdır? Niye çocuklara küçükten bir sanat kazandırılmaya çalışılmaz? Sanata destek olan bir Burjuva tabakası gibi bir tabaka henüz yok ? Bunca zenginleşmeye rağmen, palazlanmaya rağmen zenginlerimiz halen gereğince sanattan zevk alan, sanata ve bilime(bilime biraz var) destek sağlayan bir konumda değil! Bu monoton muhafakarlığın kaynağı nedir?
                  
              Bugün Bosnalının İslam anlayışı-kültürü farklı, Afgan’ın-kültürü İslam anlayışı farklıdır! Niye? aynı din!..İşte al sana adam gibi araştırma konusu!Niye İslam dünyasında karikatür protestolarında bunca adam öldü, niye Afganistan’da insanlar bir araya gelip-anlaşamadı, niye savaşlar hep bizim coğrafya da?Aklıma ne alakası varsa H.z. Peygamberin değiştirmek için çok uğraştığı cahiliye kültürü geldi!  O bunca uğraşmış, ama kendinden sonra çok geçmadan o adetlerin bir kısmı yine nüksetmişti
                  
             Aslında araştırma ne kadar sakatsa, Toplum yapımızda da o kadar sakatlıklarda yok değil! Devletin sosyal yetkililerine ve hepimize duyurulur! Ancak şunu biliyorum ki, artık mahalle yok, içini pek tanımadığımız bir MUHİT var!
 
Bahadır KAYIM       
 

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar