29 Mart 2024 Cum

MUHSİN YAZICIOĞLU’NUN ÜÇ VASİYETİ–2

Geçen yazımızda merhum Yazıcıoğlu’nun son zamanlarında muhtelif yerlerde defaatle dile getirdiği ve artık bugün birer siyasi vasiyet yerine geçmiş olan üç vasiyetinin ilkini yazmıştık. Bu ilk siyasi vasiyet ‘’İdam cezasının geri gelmesi gerektiği’’ idi. Fakat bu sadece idam cezasının geri gelmesiyle değil, artık 85 yıldır geçerli olan tamamen Batı normlarında bir hukuk anlayışı değil, yüzyılların tecrübesi olan ve gayet de başarılı olmuş, bir devleti 622 sene ayakta tutmuş olan eski hukukumuzdan da (İslam-Osmanlı-Türk hukuku) yararlanmakla, sağlam ve caydırıcı bir hukuk düzenlemesi yapmakla olacağını anlatmaya çalışmıştık.Yoksa kuru kuruya bir idam cezasının gelmesi değil..
Merhum Yazıcıoğlunun diğer ikinci siyasi vasiyetine geçmeden şunu belirtmekte yarar var:Bugün zaman zaman da dile getirilen bir özlem var ülkücü kesimde..MHP-BBP birleşmesi. Bu artık bence mümkün olmayan bir hadisedir, sadece hayaldir. Olaya dışarıdan bakan fakat içeriden de anlayan-haberi olan biri olarak söylüyorum, iki parti, iki siyasi hareket birbirinden artık siyasi duruş-görüş-yaklaşım-politika olarak uzak! Kısaca aslında; bugün MHP Türk-İslam, BBP İslam-Türk’çü çizgide..Bu basit bir kelime oyunu değil! MHP Türkçülüğü ön plana almış, Kemalist, Statükocu, biraz Ulusalcı, Ekonomide kamucu anlayışa sahip ve birçok konuda CHP ile rahat uyuşan (ancak ne yapsalar CHP’ye yaranamayacaklardır) ve İslami hassasiyeti ikinci plana atmış,(Bu Türkeş’in ‘’İslamiyet bizim için ikinci plandadır’’ sözünden ve uygulamadan çıkarımımdır) sadece tabanında halen milliyetçi-dindar epey kitlesi olan bir parti..

Fakat BBP, Yazıcıoğlu gibi feleğin sillesinden geçmiş, 12 Eylül tecrübesini unutmamış, hapishanede kendini sorgulamış (Medrese-i Yusufiye: Misal, birgün Yazıcıoğlundan hapisteki dava arkadaşlarına rica-i emir; Namaza başlıyoruz!) ve değişimi savunan, derin güçlerin elini görmüş, bu yüzden yoğurdu üfleyerek yiyen, İslam’ı kendine birinci şiar edinmiş müspet Milliyetçi bir harekettir! Sadece kitle partisi olmak istemediği için büyüyememiştir. Yazıcıoğlu ki; 12 Eylül öncesi MHP’nin içinde İslam-Türk ülküsünü S.Ahmet Arvasi izinde büyütmüş olan bir baş idi, (Kanımız aksa da, Zafer İslam’ın!- gibi sloganlar onundu ) o baş hapishane sonrası 7 arkadaşıyla 1989–92 arası Türkeş’ten ancak antipati gördü ve ayrılamaya itildiler, 1993’de parti kuruldu. Yazıcıoğlu ve BBP çizgisini gergin ve tehlikeli bir 28 Şubat döneminde duruşuyla ispat etti, gittikçe olgunlaştırdı, gençlik teşkilatını kurdu. Şimdi sorarım, bu aşamadan sonra bu iki parti nasıl bir araya gelebilir? Nasıl aralarında bir fark yok denilebilir? Mesela Yalçın bey, Devlet beyi ziyaret ediyor, Yalçın bey 13 dakika konuşurken, Devlet bey soğuk tarzda sadece 2 dakika konuşuyor..

Şimdi gelelim ikinci vasiyete:
2-IRAK SINIRI YENİDEN ÇİZİLMELİDİR!
Bugün Türkiye’mizin bütün komşu ülkelerle sınırları doğal ve tarihi sınırlar iken, Irak denilen ve tamamen İngiltere’nin uydurduğu tarihte yeri olmayan suni bir devletle olan sınırımız da aynen suni-uydurma ve sorunlu bir sınırdır. Haberleri yıllardır izliyorsunuz, bütün terörist geçişleri buradan olmakta, bu sınır bir türlü % 100 kontrol altına alınamamaktadır. Çünkü alınması mümkün değildir. Bir ülke sınırı ya bir dağ ve ovanın arasından, ya büyük bir ırmaktan, yâda büyük bir vadiden olmadı bir ovanın ortasından kesilir. Fakat Irak sınırı sarp dağların içinden derelerden-dağlardan kesilmiş uyduruk-karmaşık bir sınırdır, böyle bir sınır olmaz!

Bilindiği üzere bırakın bu sınırı Musul ve Kerkük Vilayeti ile buraya bağlı Süleymaniye, Erbil sancakları Misak-ı Milli sınırları içindeydi. Ancak biz bunları ne Şeyh Said isyanı ne de Hakkâri’deki Nasturi-Sürayni isyanından dolayı alamadık. Bu tamamen beceriksizliğimizden oldu, yanlış politika hamlelerinden oldu, bu iş Lozan sonrası Dr.Rıza Nur’a tamamen bırakılsa halledilecek idi. Sonuçta diplomatik oyunlarla ve bu oyunu yiyen bizler nedeniyle kaybettik, fakat İngilizler bize öyle bir sınır çizdiler ki ileride kontrol edilmesi mümkün olmayan bir sınır bırakarak ileride olacak terör hadiselerine gebe bıraktılar. Bir terör örgütüne saha hazırladılar. Biz bu sınırı nasıl kabul ettik, anlayamıyorum.

Google Earth’tan sınırı inceledim: Sınırın Suriye tarafından başlarsak Silopi tarafı iyi-düzlükten kesilmiş, fakat Uludere’nin tamamı ile Batı Çukurca tamamen yanlış olarak dağlardan, yine Yüksekova ile Şemdinli tamamen dağların içinden, aşağısından-yukarısından zik-zak, zar-zurt çizilmiş bir sınır!..Burada bana göre yapılacak iki iş var:

1-İran tarafında kalan Şemdinli’nin güney ucu sınır Kuzey Irak’a bırakılarak (ki bir yarımada gibi Irak içine dalmış görünüyor) Yüksekova, Batı Çukurca cenahından, Uludere’nin tamamen güneyinden yirmi-yirmi beş kilometre güneye inilmelidir, bu arazi Türkiye’ye kazandırılmalıdır. Irak Devleti ve Kuzey Irak Federe yönetimi ile bu anlaşma yapılabilir. Gerekirse biraz para verilebilir, ekonomik yardım anlaşmaları yapılabilir.

2-BM başta olmak üzere milletlerarası kuruluşlara çağrı yapılır, Uluslararası anlaşmalar ortaya konur, bütün dünya ülkeleri ikinci dünya savaşı sonrası anlaşmalara sadık iken bizim halen birinci dünya savaşı sonrası anlaşmalara sadık olduğumuz ortaya konur, bunca yönetim-ideoloji geçmiş dünyada bu durumun ve yıllardır NATO’nun bıkmaz bir sınır bekçisi olduğumuz falan-filan derken konu 27 yıllık soğuk savaş artığı kanlı eşkıya-terör örgütü PKK’ya getirilerek bu sınır geçişlerine bir çözüm olarak sınırın yeniden düzenlenmesi istenir. Musul meselesinden de kazık yediğimiz belirtilerek-Ulusal güvenlik nedeniyle meşru düzeltme istenir. Politik kozlar oynanır. Konjoktür buna uygundur.

Yoksa PKK buradan elini kolunu sallayarak daha yıllarca geçer, sen de her dereyi-dağı gözetlemekle uğraşamazsın. Yazıcıoğlu bunu belirtmiş, buna ilaveten, bölgeyi gözleyen bir mobil uydu kiralanmasını, burada militanlar gibi dağda gezen 5–10 kişilik profesyonel Özel Harekâtçıların dağda gezmesini, bütün bunlar olmazsa (geriden de yapılacak ciddi açılım, ekonomik ve sosyal destek tedbirleriyle-benim yorumum) PKK’nın işini bitirene kadar 35 km. güneye inip-tampon bölgede askerin konuşlanmasını istemiştir.

BAHADIR KAYIM

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar