29 Mart 2024 Cum

Küskünlük Üzerine…

Varsa yüreğini kırdığımız biri, hemen tamir etmeliyiz..

 

KÜSKÜNLÜK ÜZERİNE…

Uzun süredir konuşmayan ve ayni mahallede oturan iki komşunun hikayesi…
 
Küsler…Kimbilir hangi anlamsız sebepten birbirlerini üzmüşler. Neredeyse tüm mahalle araya girse de faydasız, konuşmuyorlar. İnat etmişler!
 
Günler günleri, aylar ayları kovalamış. Bazen birbirlerini alışverişte görmüşler, bazen mahallede kaçamak bakışlarla süzmüşler.
 
Ne de olsa eski arkadaşlar. Birlikte ne güzel günler geçirmişler. Birlikte çocuk olmuşlar, birlikte büyümüşler…
 
Birbirlerinin düğününde oynamışlar. Yakınlarının cenazelerinde ağlamışlar. İyi günde, zor günde hep yan yana olmuşlar. Yardımlaşmışlar.
 
Fakat, fesatların fesatı olan insanlar onları rahat bırakmamış. Aralarını bozmuşlar. Onlar ise anlık öfkeleriyle kalkıp, zararla oturmuşlar.
 
Senelerin arkadaşlığını bir anda noktalamışlar.
 
Bir Cuma Namazı vakti…
 
Cami kalabalık, cemaat sıkışık. İmam Efendi ısrarla, "safları sık ve düzgün tutalım" ikazında bulunmakta. Bizim huysuz ihtiyarların bir tanesi ayakta. Bir kişilik boş yer var, var olmasına ama…Küs olduğu diğer ihtiyar amcanın yanında…
 
Birkaç saniyelik düşünme aşaması…Çare yok, gidecek ve yanında namaza duracak.
 
Cemaat durumun farkında. Belki de bu yüzden kendisine başka bir yer açmamakta.
 
Ve bizimkisi oturur. Yine kaçamak bakışlarla "eski dostunu" süzer. İkisinde de bir tatlı utanma, şirin bir heyecan ve görülmeye değer, saygılı bir tavır..
 
Namaz vakti yaklaşır ve sanki  müezzin de anlayarak olayı, yavaş yavaş, ağır ağır, cümlelere vurgu yapa yapa okur ezanı…
 
Birden gözleri kesişir. Bakışları yakalanır birbirlerine. Ezanın vermiş olduğu manevi hal ile ve yılların hasretinin duygusallığı içerisinde, bir anda tebessüm belirir yüzlerinde..
 
Birbirlerinin ellerini tutarlar. Lakin gözyaşlarını tutamazlar… 
 
İşte bizim dinimiz böyle güzel, böyle hoş, böyle temiz bir din…
 
Fakat ya o namazda buluşmasalardı..Ya  barışmasalardı..Ya sağ iken birbirleri ile kucaklaşamasalardı..Ya bu küskünlük onlar ile kabire taşınsaydı…
 
Olayın günah boyutuna mı yanarsınız, yoksa yüreklerin kırgın ayrılığına mı?
 
Bizler o iki tatlı amca kadar şanslı olmayabiliriz. Varsa yüreğini kırdığımız biri, hemen tamir etmeliyiz..
 
En azından denemeliyiz. Çünkü Allah (c.c) bizden bunu istiyor…
 
Orhan DOĞANGÜNEŞ

1 Ekim 2010 

Related Articles

2 YORUMLAR

  1. Altun ağabey,öncelikle yazılarımı değer verip okuduğun ve güzel yorumlarda bulunduğun için teşekkür ederim.Kitap basma konusunda açıkçası bir niyetim ya da çalışmam olmadı.Bu konu için biraz daha profesyonelleşmem gerekiyor sanırım.Tabi bir de bir basım evi tarafından desteklenmem..İleride nasipse,olur inşallah.Selam ve saygılarımla.Dua ile..

  2. değerli kardeşim orhan gene döktürmüşsün çok güzel bir o kadarda manidar ve duygusal olmuş senin yazılarının iyibir takipcisiyim buyazılarını birkitab olarak toplamayı düşündünmü belki düşünmüşsündür eğer düşünmediysen birdüşün insanlara maneviyatı doğruluğu ve dostluğu öğreten yazılar heba olmasın. kardeşim bu ve bunun gibi yazılara millet olarak ihtiyacımız var sade yalan olmayan içinde siyeset kokmayan yazılar bizleri daha çok kaynaştırır. bütün hemşehrilerimi saygıyla selamlıyorum. Altun BAYRAM

altun bayram için bir yanıt yazın İptal

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar