29 Mart 2024 Cum

Gönül Bahçemize Ne Oldu

Ne Oldu Bize,  Köşe Yazarımız Veysel ŞENSOY farklı bir konu ile karşınızda

BAHÇELERİMİ ARIYORUM

Ey dostlarım!

Bahçelerimizi arıyorum, yeri mi değişti? Tarumar mı oldu? Fırtınalar mı geçti yakıp yıkarak? Gül bahçelerimiz, çiçek bahçelerimiz, en önemlisi gönül bahçelerimize ne oldu? Güzelliklerin menbaı, iyiliklerin kaynağı behçelerimiz nerede? Hangi yönde, hangi yanda?

Ya fikir bahçelerimiz, neden kurumuş?.. Hitabetlerimizin, Şiirlerimiz ve sözlerimizin yeşerdiği beyaz kiraz çiçekleri açmışlığındaki sonsuz bahçelerimiz neden tarumar? Yazarlarımız kalemini bir nobel uğruna atamıza küfür silahı olarak kullanma yarışındayken, bir karanfillik protesto etmeyi, karanfili dalından koparmaya değmeyecek kadar basit bulduğumuzdan mıdır? Nobeller, paralar , dünyevi ihtiraslar ile ölçüye koyarız da, Akif’ime saldıran kalemin önünde açmayan çiçek, hangi korkunun singinliği ile, hangi kaygıların  kararsızlığı ile açmaz? Bu vatan uğruna en kanlı göz yaşı ile açan çiçekler, mertliği ile maruf Akif’in bahçesinde değil midir?

Gönüllerde tomurcuklanan gelincikler kadar nazik ve kırılgan insanlık bahçemizden hengi hoyrat ayaklar geçtı?  Berrak ve sakin akan ırmaklarımıza ne oldu da boz bulanık akar oldular? Bir serçe yumuşaklığındaki başkaldırı kibarlığımızın mahfına kimler sebep oldu da sırtlanlar gibi saldırganlaştık? Güzelim vecizelerle tekdir eden dillere hangi ateşler düştü de  ateşten lavlar savurmaya başladı? Bize ait olan gelenkler, adetler, yabansıl otlara dönüşerek neden yozlaştı? Nerde o güzelim ananeler, hangi bahçeye göç ettiler? Hayal bahçelerinin yalan sunularına kapılan anılarımız da mı ihanet eder oldu bizlere? Dosta giden temiz yollar neden vıcık vıcık çamurlarla kaplandı? Gül kokan bahçelerimizin çiçeklerini, böğürtlen tevekleri, dikenli kollarıyla nasılda zindanlara tıkıştırmış? Bize ne oldu?  Önümüzdeki bilgisayara yakınlaştık  diye insanlardan uzaklaşır mı olduk? Altımızda lüks arabalar, elit semtlerde villalara sahip olduk diye mala mülke taparcasına paganist bir zevk dalgasına mı kapıldık?

Biz değiştikçe bahçelerimizin çiçekleri de bize inat mı başkalaştı?  Bizler umursamazlık ve aymazlılar  teknelerinde çamurlu sığ sularda boş oltalarla oyalanırken, çiçeklerin kokuları da çürümüşlük kokmaya başladı. Atamızdan, dedemizden niye  söz edemez olduk? Biz dikildikçe göklere doğru hırsla ve harsla  öz benliğimizin köklerine dayanarak, çiçekler daha bir hoş kokar, daha bir yeşerir olurlardı. Büktükce boynumuzu ve çaresizlik kelimesinin kağıttan siperine saklandıkça basit nedenlerle, açılmadan kırdığımız tomurcukların  bed dualarında erimez mi kişiliklerimiz? İdeallerimizin sevdası hayatımızdan kovulunca üstün yetenekler sen-ben kavgasında kaybolup gitmediler mi? Nerde benim hayat çiçeğim, nerede yaşam çiçeğimin açtığı bahçe bilirmisiniz?

Olmamız gereken bahçede neden değiliz.  “Ben bahçemdeyim, sen kendine bak!” diyen dost: yanıldığını anlaman için bir musibet çiçeğinden bal alan bin arının sana iğnelerini mi batırması gerek? Hataların  zehrinden tadan dostun, tövbe çiçeğinden bal almasına vesile olacak veli dostlar, neden gölgelenmiş köşelerde saklanır oldu? Bahçelerimize zehir mi ektiler? Yeni hasatları mı beklersiniz ey dostlar?  Bahçelerimizi arıyorum. Benim bahçem yıkılmışsa, kendi bahçesinde yer gösterecek dostumu arıyorum. Ne yandasın ey dost?

Veysel ŞENSOY

Related Articles

1 Yorum

  1. Gölgesinden asılına;

    Bundan sonra deneme yazmıyacaksın! Artık güncel konulara dönmelisin. Duygusallık tarihe karıştı. Elbirliği ile onu da gömdük dipsiz çukurlara. Bundan sonra sert uslup kullanacaksın ve nerde bir eğrilik sezersen orayı bombardıman edeceksin. Adem\’in tavsiye kararıdır.
    Bilesin…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar