28 Mart 2024 Per

Eskici

Eğer sevgi kaynağını bulamadıysanız, eğer hala aşk ve sevdalar uğruna hala acılar içinde kıvranıyorsanız ve bütün sevgilere dair yıkıldığını düşündüğünüz duygular varsa onlar da alınır. Unuttuğunuz rüyalarda hatırlanmayı bekleyen uyarıcı işaretleri de pazara çıkarın.

 

 

Eskici
 
Eskimiş, kullanılmış, kırılmış, parçalanmış kalpler, çekilemeyen sevdalar alınır. Yüklerim çeşit çeşittir, taşınması zor olsa da yüreğimi hoplatan, takatimi kesen ama dünyamı aydınlatan, zihnimi zinde tutan özlem ve hasretlerdir. Heybemde sevgilerden örülü, renk-renk, tül-tül gönüllerden içre alt gönüller bulunur. Takas edilir, becayiş yapılır. Yıkılmış, virane olmuş, harabeye dönmüş hayaller alınır, her harfine bir tebessüm, her kelimesine bir teselli verilir. Tabirlerini sonraya bıraktığınız rüyalarınız alınır. Üzerinden bir okumalık zaman geçmiş şiire dökülmemiş kelimelerden arta kalan ürperti içinde hatırlanan duygular alınır… Yürekleri acıtan her duygu, içerlerdeki kan sızan yaralarda depreşen her sızı alınır. Çıkarıp satabilen, söküp atabilen varsa eğer…
 
Kervan kalkmış gider, uzun mu, ince mi belirsiz yoldadır ha bre konar göçer ve bir gün serin yellerin estiği ıssız dağ başlarında uçurumların yalçın kenarlarında ebedi olarak konaklayacak… Sarp ve yalçın doruklara kurulan bu pazara bulutlara takılı kalmış gözyaşı damlalarına asılan meşakket ipi ile gelinir. Pazara açılmış bu engin gönül tezgahında ne arasan bulunur. Kalpten kopan bir duygu dilden düşen sözcüğe dönüştüğünde bir sihir gibi önüne serilir arzu ettiklerin. Gönlünden kopan her dileğe esrarlı bir karşılık gelir bu gönül pazarında. Gözler gülerse misli ile kahkaha alırsın, kalbin severse, sonsuz muhabbet ile kucaklanırsın. Öyle bir Pazar ki bu gönül pazarı, aslında bakmayı akıl etmediğin iki kaşın arasında kuruludur.
 
Her bahane bir kamburun sırtına kalır. Her sırt dönüşe bir kılıf hazırdır. Her küskünlüğe bir kırılmışlık siper edilir. Sevgiler ise bencilcedir. Aşk egoistçe yaşanır. Neyi sevdiğini bilmeden, Aşık olduğun matlubu anlamadan hissedilen bu duygular yanılgıya taşır hep… Sevgi kaynağı tektir. Işığın kaynağı tektir ve kim bu aydınlığın kendinden mankul olduğunu söyleyebilir?
 
Kalpleri yakan sevdalar yakındır aslında şah damarın kadar. Özlem ve hasretler avuç içi kadar uzağındadır; eller semaya kaldırıldığında kapılar aralanır, avuçlar kavuşunca yüze söner alevler serin sulara dönerek. İnsan kendi kendine azap vermeyi, kendine acımayı seçer ve olumsuzlukları bu hayal ürünü duygulara yükleyerek kendini avutur. Oysa insan kendi hikayesini kendisi yazmaktadır.
 
Eğer sevgi kaynağını bulamadıysanız, eğer hala aşk ve sevdalar uğruna hala acılar içinde kıvranıyorsanız ve bütün sevgilere dair yıkıldığını düşündüğünüz duygular varsa onlar da alınır. Unuttuğunuz rüyalarda hatırlanmayı bekleyen uyarıcı işaretleri de pazara çıkarın. Şiire dönüştüremediğiniz ama bir dua ve yakarış ile geçiştirdiğiniz duyguları hala saklıyor musunuz? Sevginin kaynağı bellidir ve severek yaratılmışlarda sevgiden doğan azap bulunmaz. Olsa olsa sevgiyi anlayamamış, ışığı kavrayamamış bir bilinç vardır. Herkesin bir bahanesi var sadece kendini avutmak adına… Oysa elif’in bile semaya direk oluşunu da bir eğilmişlik vardır.
 
Veysel Şensoy

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar