29 Mart 2024 Cum

“Engel”lere inat yaşayan, “engelsiz” bir insan Hüseyin Kılınç

Yürü” be Hüseyin abi, zalim zulmünde ısrar etse de, mazlumların duaları seninle!

HÜSEYİN KILINÇ

 
“Engelsiz” denilen insanların, kendilerine yapay “engel”ler ürettiği bir dünyada..
 
“Engel”lere inat yaşayan, “engelsiz” bir insan Hüseyin Kılınç.
 
12 yıl Samsun İlkadım belediyesinde çalıştıktan sonra “gece bekçiliği” olarak görevlendirilen Kılınç, görevini yerine getiremediği sebebiyle işinden olur.
 
Dikkat! İki ayağı tutmayan ve ancak koltuk değnekleriyle yürüyebilen bir gece bekçisi!
 
İşin aksi, ilkelerine bağlı, sağlam bir dava adamıdır Kılınç. Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytanı oynamaz. “Rızkınızı arayın” ayetinin hakkını vermek ister. Verir de…
 
Hakkını arar Kılınç, dava açar. Sendikayla bile sorunlar yaşar. Aldırmaz. Nihayet “adalet”, adaletli olmaya başarır. Mahkeme Kılınç’a “haklısın” der. İş hakkını iade eder. Ancak, yetmez. Dertler bitmez. Belediye Kılınç’ı göreve kabul etmez. Tazminatı verir vermesine ama, işinin başına geçmesine izin vermez.
 
Hayat zor, yaşamak zor, şartlar zordur. “Yeni Umut”lar besler içinde Kılınç. Ancak destek görmez. Buna en çok ihtiyacı olanlar, “Yeni Umut”a değer vermez, önemsemez. Düzen oturmuştur çünkü, çark dönmektedir.”Bana dokunmayan bin yaşasın”cılar kervanına, her gün birileri eklenmektedir.
 
Bir yuvası vardır Kılınç’ın. Bakmak, geçindirmek zorunda olduğu. Bir yavrusu vardır, ileriye dair hayaller kurduğu..
 
Samsun’da bu işin çözülmeyeceğini anlar Kılınç. Ankara’ya gitmek ister, derdini anlatmak için.Yola çıkar. Bu süreç doğal gözükebilir ama doğal olmayan bir durum vardır, o da…
 
Hüseyin Kılınç, Ankara’ya koltuk değnekleriyle, yürüyerek gitmektedir!
 
Ekmeği için, rızkı için, yuvası için, ailesi için, sesinin daha gür çıkabilmesi için, kendi hayatını hiçe sayarak yola çıkan Kılınç, Ankara’da devletin zirvesiyle sorunlarını paylaşacaktır. İnşallah da, destek bulacak ve doğru bir şekilde anlaşılacaktır.
 
Ancak, yine de içi rahat olmuyor insanın. Bu sorun Samsun’da çözülmeliydi demek istiyor. İnsan üzülüyor, vicdan Samsun’u vefasızlıkla suçluyor.
 
Velhasıl, Hüseyin Kılınç, adaletin, vicdanın, hakkın, samimiyetin ve gerçek anlamda İslamiyet’in insanlığa seslenişidir.
 
Ne yazık ki insanlık duyma problemi çekmektedir ve kutsal sesi işitebilmek için Kılınç’ın bunca yolu yürümesi gerekmiştir.
 
Sağlık olsun! Yeter ki yüzler gülsün, Kılınç’ın derdi derman bulsun.
 
Bir halk tabiriyle, en samimi ve içten destekle biraz da mahalle ağzı bir tabirle…
 
“Yürü” be Hüseyin abi, zalim zulmünde ısrar etse de, mazlumların duaları seninle!
 
Orhan DOĞANGÜNEŞ

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar