28 Mart 2024 Per

Ayrılığın Adı Hicran

Ey sevgili, Eğer bir gün bir akşam üstü ağlarsan bir yerlerde , Eğer ağlarsan bir gün anıların kucağına yaslanıpta içli içli, bil ki bir yerlerde yankı bulurken hıçkırıkların, dağlar baş kaldıracak ve buzlar eriyecek yeisinden

AYRILIĞIN  ADI  HİCRAN

Bir sonbahar… Ayrılıkların, hicranların hüzünlerin mevsimi… Kumsalıma afetler, seller yağıyor. sicim sicim yağmur damlaları fırtına olmuş, çılgıncasına koşan bozkır tayları coşkusunda fır dönüyor sahilde. Bataklığa dönüyor etrafımdaki kumsal bir anda. Rüzgar hırsla dalıyor kıyılara, koca deniz iniliyor dalgaların üstünde kayarken kıyılara doğru.

Anı defterimi yakalıyor yağmurun elleri, sayfalarda yalanıyor damlalar ve mürekkebe dönüşmüş yazılar harf harf akıyor sahillere doğru mavi renkler griye bulanarak. Avuçluyorum sevgilinin ayak bastığı son kumları kurtarmak için azgın suların iştahından. Hırçın dalgalar köpürerek ayrılıkların ayak izlerini siliyor birer birer sahilden. Hayat sahnesinden gelip geçen bir hayaldi diye sesleniyor martılar zigzaglar çizerek uçarken yanımızda yöremizde. Yalnızlık duygusu bir ilmek atıyor gırtlağıma ve işkence ederken gülümsüyor bana gönül mabedimin mihrabında silik hatıralar. Yalnızlıkla ayrılık arasında bir cehennem kuruluyor buzlardan örülmüş.

Oysa tuz basılan yaraların azabına katlanarak gelmiştim bu günlere. Oysa her hayalime can vererek beklemiştim senelerce … Yılların öfkesine göğüs germiştim, mevsimlerin koşularına çelmeler takmaya çalışmıştım bunca zaman. Bir avuç mehtabı saklamıştım göz bebeklerimde. Bir gün o mehtabın altında en güzel cümleleri sıralayacaktık noktasız virgülsüz. Önümde deniz arkamda göz yaşları, hangi taraf çıkar gönül yaylasına… Çocuk iken keyifle ağlamanın lezzetine doyardım, bir keşke daha ısırıyor hafızamı; “keşke ağlamayı öğrenmesydim”.

Bir zamanlar umutların serap olduğu vahalarda iki damlacık göz yaşını silmişti o sevgili ipek bir mendil ile. Ve hatıralarımın en yücesi olarak saklamıştım sevgiliden bir rayihayı yıllarca duymak adına. Oysa şimdi yağmur altında , işte orada ıslanıyordu göz yaşları ve her hatıra gibi son izleri de alıp karanlık dalgalara katıyordu zalim sular acımasızca. Muşambalara sarılmış muskalar içinde sakladığım bir tek saç teli de esaretten azad edilmişcesine kendini atmıştı rüzgarın ellerine. Bir tek anıyı bile hafızama çok gören kader, kazıyordu bütün izleri ve her sırrı alıp imha ediyordu mesut ve mutluca.

Bir tek tebessümle bile bütün kır çiçekleri açma yarışına girdiğini düşünürdüm bir zamanlar. Bütün martılar susup onun kahkahalarını dinlerdi. Güneş gülücüklerine ayna tutardı her sabah ufuktan çıkıp gelirken. Irmaklar besteler yapar, dalgalar şiirler yazardı sevgiliye. Kuşlar susup onun ayak seslerini dinlerdi kondukları dallarda. Yapraklar temenna ederdi salınarak geçen güzele.

Şimdi açıldı eski yaralar yenilere yoldaş… Dikenler batıyor yüreğimim en derin noktasına ve acımıyor artık, çünkü acılara alıştım ey can, dermanım acılarda saklı çünkü … Sevgili giderken uzaktan el sallıyor ve buruk bir sükut-u lisan ile: “Gönlümü bıraktım sana; bir mendil ile bir defterin ne kıymeti var ki?” desin diye son bir hayal kuruyorum masum ve safiyane.

Aşkın dibacesi olarak gördüğüm o ipek mendili kapıyor rüzgarın hoyrat eli ve atıyor mavi derin sulara doğru; defter karışıyor çamurlu kumlara ve her hatıra bitiyor bu sahilin çığlıkları arasında. O sevgili giderken uzaklara, ufuk çizgisinin ordan son bir kez el sallayışında gönlünden bir zerrecik bıraktı buraya diye ısrarla düşünüyorum. “Oku” diyor gibiydi titreyerek sallanan elleri oysa ben okuma bilmem ki…

Ne zormuş meğer bütün geçmişi kuru bir yaprak gibi yerde bulmak… Ne zormuş hazan mevsiminde bir çift güz gülü olmak… Sonbahar ayrılık şarkılarının terennüm edildiği takvimin adı. Ayrılık ki ölümün diğer adı, ayrılık ki yürekte başlayıp yürekte biten hicranın adı.

Aşık öldürmek tutalım müktezâ-yı hüsn imiş Tığ-ı hicrân ile katletmek kimin fermânıdır”

Ey beni viran eden mevsimler. Sevgili veda edip gitti; geride kalan son anı ise bir el sallayışı. O sevgili, Kalbini bu sahilde bir tutam mehtabın ateşinde yakan ve avuçlarında bir üfürmelik kızgın kül ile geleceği olmayan umutlara küskün bir ceset bırakarak gittiğini biliyor mu ey ummanlar. Bir beyaz gül bile vermeden ellerine sevgilinin, bir veda öpücüğü konduramadan alıp verdiği nefesine, geride dallarını yitirmiş titreyen bir kuru yaprak bırakarak gidişinden haberdar mı acaba?

Ey sevgili, eğer bir gün bir akşam üstü ağlarsan bir yerlerde , Eğer ağlarsan bir gün anıların kucağına yaslanıpta içli içli, bil ki bir yerlerde yankı bulurken hıçkırıkların, dağlar baş kaldıracak ve buzlar eriyecek yeisinden… Bil ki masal gecelerinde prensesleri düşleyen prensler can bulup vuslata erecekler huzurunda. Eğer ki , bir gün ağlarsan alaca mehtabın altında bütün anılar uğruna, bir başka yüreğin ummana karışan iniltilerini duyacaksın avuçlarına düşen yıldızlar pırıltısındaki damlalarda.

Sen o kırmızı şalını al gene de omzuna. Kim bilir ölüm olmadıkça dönülür belki . İmkansız bir rüya işte diyeceksin ama bak dalgalar da sustu, yeller dindi, yakamozlar dans etmeye başladı… Bütün kuşlar akşamın koynuna girdi. Ben hala sahildeyim ve yalnızım. Ey deniz, ey dağlar, ey bahtım mutlu musunuz şimdi?

Bir sonbahar mevsimi ve dalgalar ayrılığın ayak izlerini siliyormuş. Ama benim hiç sahilim olmadı ve ben hiç kumsala gitmedim ki…

Veysel ŞENSOY

26.11.2010 Libya

 

Related Articles

3 YORUMLAR

  1. VEYSEL ABİ YAŞINIDA BİLMİYORUM AMA, NEDENSE SANA SAYGIMDAN ABİ DEMEK GELİYOR İÇİMDEN.

    İNSANLARIN BİR KEMİK YAŞI VARDIR, BİRDE GÖNÜL YAŞI VARDIR,HANİ DERLERYA İNSANLAR HİSSETTİĞİ YAŞTADIR DİYE.

    DEMEKKİ BİZDE KENDİMİZİ GENÇ GÖRÜYORUZ.

  2. Adem Bey, Bu yazı aslında genç kuşakları hedef alıyordu ama siz de etkilendiyseniz başarılı olmuş demektir. Yanlış anlamayın size yaşlı manasında demiyorum, özellikle genç ayrılmışların gönül yaraları taze olur diye söylüyorum.

  3. VEYSEL ABİ DÖKTÜRMÜŞSÜN GENE…

    ARAPLARIN YARAMAZ ÇOCUĞU KADDAFİYE SELAM SÖYLE BİZDEN…

    KENDİNE İYİ BAK…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar