28 Mart 2024 Per

Akkuş’tan Bir Zeynep Öğretmen Geçti

AKKUŞ’TAN BİR ZEYNEP ÖĞRETMEN GEÇTİ

Zeki Ordu

Meslek hayatımda en önemli köşe taşlarından biri de Akkuş olmuştur.

Mesleğimin son yıllarında değişen bazı kurallar gereği Akkuş’a atandım. Okulum o zamanki adıyla AKKUŞ YİBO idi.

Müdür Yardımcısı olarak atandığım bu okulda ilk günlerim çalışma arkadaşlarımı tanımakla geçti. Kısa süre içinde onlarla kaynaştık. Zaten bir eğitim kurumunda başarının yolu “Bir eğitim ailesi” olabilmektir. Her fert bir diğerinin tamamlayıcısı olmadığı müddetçe sadece resmi görevlerini yaparlar.

Ben hem idareci, hem de Fen Bilimleri dersine girecektim. Bu okuma ve yazma merakım gittiğim yerlerde bu alana yakın öğretmenlerle daha çabuk kaynaşmamı sağlıyordu. Okulumuzda kadrolu üç tane Türkçe öğretmeni vardı.  Bunlar; Ertan Alp, Hüseyin İlhan ve Zeynep Yılmaz’dı.  Her üçü de son derce başarı meslektaşlarımdı. Diğer ikisini daha sonra kaleme almak kaydıyla öncelikle Zeynep Yılmaz’dan bahsedeceğim.

Tabii her zaman kalemin insanın içindekileri kâğıda aktarması mümkün değil. Bazı eksiklikler, anlaşılmayan cümleler, temas edilemeyen hususlar olabilir. Bunun için önce özrümü dileyip yazmaya öyle başlamak istiyorum.

Zeynep Yılmaz daha mesleğinin ilk yıllarında olmasına rağmen sanki mesleğin son yıllarındaki öğretmenin tecrübesi, kendine güveni, kendine has duruşu, eskilerin nevi şahsına münhasır dedikleri tavrı ile bir öğretmenden daha fazlasıydı. O, öğrenciler için:

Bir ablaydı…

Bir arkadaştı…

Belki bir sırdaştı…

Bir anne idi…

Özelikle kız öğrenciler için rol modeldi.

İdare için fahri yardımcıydı.

Hâsılı, topyekûn her yönüyle mükemmele yakın bir eğitimciydi. İdeale yakın diyorum çünkü öğretmenlikte ideale yakın yer en üst seviyedir.  Hiçbir insan ideal olamaz.

Bir gün Öğretmenler Günü için yarışmaya yazı hazırlamıştı. O yarışmaya ben de katılıyordum.  Yazısını bana okuttu. Öyle mütevazı bir hali vardı ki bilmeyen de yazdığı şeyi zorla yazmış sanacaktı. Yazıyı dikkatlice okudum. Benim yazımla beraber aynı yarışmaya katılacaktı. Ona: “yazınız kaçıncı olur bilmem ama art arda sıralanırız, sen benden bir üstte yer alırsın” demiştim.

Öyle de oldu. O ilçede ikinci, ben de üçüncü olmuştum.  Belki ilk defa bir yarışmada beni geçen birine başarısından dolayı sevinmişti. Evet yazı benimkinden daha güzel bulundu ama ben  hem okulumuzun öğretmeni hem  de benim bir üstümde yer aldığını önceden bilmenin mutluluğunu yaşadım.

Etüt saatlerinde şiir ve edebiyat sohbetleri yapardık. Şayet bir işi varsa “İşim var” demez, nazikâne bir üslupla “Bunu daha sonra konuşmaya devam ederiz” derdi. Ben de işi olduğunu anlardım.

Şimdi Burdur’un Yeşilova ilçesinde görev yapıyor. 

Ne yapacaksın, bazı öğrenciler şanslı oluyor işte.

Zeynep öğretmene bundan sonraki meslek hayatında başarılar dilerim. Sağlık ve huzurlu bir ömür onunla olsun.

Sadece şanslı olan öğrenciler mi?

Burdur sen nasıl bir iyilik ettin?

Zeki ORDU

Related Articles

1 Yorum

  1. Akkuş YİBO’da birlikte çalıştığım kıymetli meslektaşım, araştırmacı yazar Zeki Ordu’ nun kaleminden dökülen vefa yüklü sözcükler karşısında duygulanmamak elde değil. Ne kadar mahcup oldum bilemezsiniz. Okudukça anılarım canlandı, yaşananlar birer birer bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti. Belki Akkuş, şartları itibariyle elverişli bir yer değildi, belki YİBO’ da çalışmak çok özveri gerektiriyordu. Ama şunu biliyorduk ki bir şehri, bir okulu güzel kılan, sevdiren içindekilerdi, yaşanan ve paylaşılan şeylerdi. Bunu tekrar hatırlatan kıymetli hocama sonsuz teşekkür ediyorum.

    “Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş.”

    Saygı ve sevgilerimle…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar