19 Nisan 2024 Cum

Mutluluk

Geçmişin ifade edilememiş anlarını şimdi yaşadığımız için acı çekeriz.

 

 

MUTLULUK
 
 
İnsanlar hep bir kelimelik ama diğer duygulardan pek farklı olmayan bir kavramın peşinden koşarlar. Mutluluk… Her güzelliği, her sevinci, her coşkuyu bu kelimeye yüklemişler ve bir bütün olarak kristaller içinde, renga renk süslerle sunmuşlar bize. Oysa hayatın kenarından köşesinden bir eksiklik zuhur edince hemen mutsuzluk kanalına girer insanoğlu ve feryat-ı figanlar ederler.
 
Uğruna ne acayiplikler yapıyor, ne çilelere katlanıyor, bıkmadan usanmadan peşinden koşuyor, bulduğumuzu sandığımızda bu defa kaybetme korkusu içine düşüyoruz. Her zaman insanın endişe ettiği veya korktuğu işe yüzleşmesi kaçınılmaz olur. Mutluluk her duygu gibi gelir, kapınızı çalar hediyenizi sunar ve sizin paketi açmanızı beklemeden geçip gider…
 
Başka duygularımızı anlamıyor, sadece bu duygunun bize yeteceğini sanıyor ve kendimize tam bir masal dünyası, tam bir fantezi çemberi yaratıyoruz. Sonra da sükut-u hayal denilen ağır yenilginin altında eziliyoruz.
 
Sadece mutluluk peşinden koşmak duygu dünyasını sarsar. Ruhsal bozukluklara, duygusal acılara ve fiziksel rahatsızlıklara davetiye çıkarır. Mutluluk denilen mefhumu yakalarsak kendimize doyumsuz bir hayat vereceğimizi sanırız. Sıkıntı ve acı veren bütün duyguları mutsuzluk olarak tanımlarız. Her an hoşluk,  güzellik,  asudelik,  rahatlık olacakmış gibi en ufak daralmada mutsuz olduğumuzu düşünürüz. Oysa hayatın bir bütün olduğunu ve her an hayat çarkından bir dişlinin bozulacağını kabul etmeyiz. Bizi derinden etkileyen acı, elem, keder, hüzün, çile, ıstırap, yoksulluk gibi hayatın içindeki merhaleleri bir ceza olarak algılarız. İnsan olarak tekamül için gerekli olduğunu, ham iken piştiğimizi görmek istemeyiz. Her halde, ve her yönüyle hayata pozitif bakmak gerekliliğini bu anlamda göremeyiz.
 
Mutluluğun duygu dünyasında kendisine özgü bir enerjisi vardır. Olumlu düşünceler, tevekkül, inancına sadık olma, kadere teslim olma gibi duyguların meyvesi olan mutluluk, bütün diğer duygularla harika bir biçimde senkronize olma ve dans etme yeteneğine sahiptir. Mutluluk, yaşamın olumsuz sürecini tedavi edecek veya koruyacak bir kalkan değildir. Mutluluk ruhun özgün ve spesifik bir duygusudur.  Size haz verir, cennetsi yansımalar yaşatır ama bunun bir tanımı ve sınırı mutlaka olmalıdır.
 
Ne olduğunu ve sınırları tayin etmeyi bilmemekle mutluluk başka yerlerde ve yanlış niyetlerle aranır. Bunun bedelini de duygusal enerjisini kaybederek öder insan. Endişe ve umutsuzluk ilk kapıyı çalan davetsiz kötü misafirler olacaktır…
 
Hayata keyifli, neşeli, eğlenceli, olumlu ve pozitif bakmak mutluluk kapısını aralamaya yardımcı olacaktır.
 
Neşeli, eğlenceli, sevinçli ve mutluluk yansıtmanın büyüklerde çocukluk duygusu olarak görülme endişesi yaşanır. Sanki yetişkinler çocuksu duyguları hissetmezler… Beden yaşlanır ama duyguların yaşı yoktur. Kullanılmadıkça körelirler ama asla ölmezler. Yetişkinler sorumlulukları yüklendikçe oyun oynama veya mutlu olma izinleri kaldırılıyor mu? Asık suratlı büyükler olma yerine neşeli çocuksu insanlar olma kariyerleri mi sarsıcı oluyor? Çocuksu neşelerinden kopmayan nice dahiler vardır.
 
Aslında spiritüel olmak gerekli. Spiritüel olmak, duygu potansiyelini dışarı yansıtmak çevreye olumlu enerji yaymak tır. Spiritüellik insanın iç dünyasındaki ben’iyle buluşup sevgiyi ifade etmesidir. Yoksa bir ritüeli uygulamak, birçok yasak koyarak kendini hayattan mahrum etmek değil… Spiritüel insan fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal dengesini kurabilmiş insandır. Özel birisi hiç değildir. İnsandır sadece… İnsan olmak için emek gerekir. Sabır gerekir. Pişmek gerekir… Bunun kısa yolları mevcut değildir. (…) demekle olunmamaktadır. Spritüellik doğallıktır…
 
Kısaca tüm duygular anında ve geldiği zamanda yaşanmalıdır.
 
Geçmişin ifade edilememiş anlarını şimdi yaşadığımız için acı çekeriz.
 
Veysel ŞENSOY
 
Libya

Related Articles

2 YORUMLAR

  1. Yukardaki resmi ben 2009 ağustosunda Çavdar köyü Ahmatluda çektim resimdeki amca çukurköyden onbaşıgilden Acar Ağa olarak anılan Ramazan Tetik’dir.kendisi benim dedem olur.Allah sağlıklı sıhhatlı ömür versin, başımızdan eksik etmesin.

  2. MUTLULUK ADLI YAZIDA BULUNAN FOTOĞRAFI BU YAZIYI YAZAN ARKADAŞ NERDEN BULMUŞ CEVAP YAZARSA SEVİNİRİM.

    SİTE YÖNETİMİ: Sayın Salih TETİK, Yazı Yazarımız Veysel ŞENSOY’a aittir. Yazarımız yazısında herhangi bir resim göndermemiştir. Aslında yazarımızın kendi fotoğrafını yazıya ilave ederek yayınlayacaktık. Ancak konuya uygun bir resim koymayı düşündük. Sitemizedeki fotoğrafları taradık. Bu fotoğraf bize göre bu yazıya uygun geldi. Çünkü yazıda hem gençlerden hemde yaşlılardan söz ediyordu. Bu fotoğrafta bunlar vard. Çok beğendiğimiz bir fotoğraf olduğu için yazıya ilave ederek yayınladık. Dolayısı ile fotoğrafı yayınlmada sorumluluk bize aittir. Bu fotoğrafı bize gönderden kardeşimiz, bu fotoğrafın Çavdar köye ait olduğunu ve sitede yayınlanmasını istedi. Bizde daha önce haber yaparak diğer resimlerle birlikte yayınladık. ikinci defa da çok beğenildiği ve yazarın konusuna uygun olduğu için habere ilave edildi.
    Konu bundan ibarettir. Başka herhangi bir amaç yoktur.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
18AboneAbone Ol

Çok Okunanlar